Bölümlerimiz

Hekimlerimiz

Sağlık Rehberi

banner
Süt Dişleri Düşeceği Zamana Kadar Korunmalı

Süt dişlerinin fizyolojik olarak düşeceği zamana dek korunması gerektiğini belirten Pedodonti Uzmanı Dr. Dilek Özge Yılmaz, “Süt dişlerinin çürük, travma, ektopik erüpsiyon gibi farklı sebepler nedeniyle kaybedilmesi sonucu meydana gelen erken süt diş kayıpları hem süt hem de daimî dişlerin ark uzunluğunun kaybedilmesi, istenmeyen büyük azı ilişkisi, çapraz kapanış, artmış overjet-overbite gibi istenmeyen diş hareketlerine sebep olabilir” diye konuştu.Süt dişlerinin temel fonksiyonları hakkında bilgilendirmelerde bulunan Pedodonti Uzmanı Dr. Dilek Özge Yılmaz, “Süt dişlerinin temel fonksiyonu, çiğnemeyi, estetiği, konuşmanın gelişimini sağlamanın dışında yeni gelecek olan kalıcı dişlere rehberlik ederek onların doğru konumda sürmesi için gereken yeri korumaktır. Ancak, oklüzal rehberlikte; üst ve alt çenelerin büyüme oranları, parmak emme gibi kötü ağız alışkanlıkları, dişlerin boyut ve şekli, genetik özellikler gibi diğer faktörler ile çürük ve süt dişlerinin erken kaybı gibi çevresel faktörler de rol oynayabiliyor” dedi.“Yer tutucular kullanılmalı”Süt dişlerinin korunamayıp erken dönemde kaybedilmesi durumunda yapılması gerekenler hakkında Beykent Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Pedodonti Uzmanı Dr. Dilek Özge Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Dişin oluşturduğu boşluğun komşu dişler tarafından kapatılmasını önleyerek ortaya çıkabilecek ortodontik anomalilerin önüne geçebilmek için yer tutucular kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılan sabit (hasta tarafından çıkarılamayan) ya da hareketli apareylere “yer tutucu” adı verilmektedir. Yer tutucular, meydana gelen bu boşlukları korumak için en güvenilir seçenektir ve oluşabilecek yan etkileri korumak için de tavsiye edilen uygulamadır.”

Devamını Oku

banner
Diş Sıkmak Uykuyu ve Hayat Kalitesini Etkiliyor

Süt dişlerinin fizyolojik olarak düşeceği zamana dek korunması gerektiğini belirten Pedodonti Uzmanı Dr. Dilek Özge Yılmaz, “Süt dişlerinin çürük, travma, ektopik erüpsiyon gibi farklı sebepler nedeniyle kaybedilmesi sonucu meydana gelen erken süt diş kayıpları hem süt hem de daimî dişlerin ark uzunluğunun kaybedilmesi, istenmeyen büyük azı ilişkisi, çapraz kapanış, artmış overjet-overbite gibi istenmeyen diş hareketlerine sebep olabilir” diye konuştu.Süt dişlerinin temel fonksiyonları hakkında bilgilendirmelerde bulunan Pedodonti Uzmanı Dr. Dilek Özge Yılmaz, “Süt dişlerinin temel fonksiyonu, çiğnemeyi, estetiği, konuşmanın gelişimini sağlamanın dışında yeni gelecek olan kalıcı dişlere rehberlik ederek onların doğru konumda sürmesi için gereken yeri korumaktır. Ancak, oklüzal rehberlikte; üst ve alt çenelerin büyüme oranları, parmak emme gibi kötü ağız alışkanlıkları, dişlerin boyut ve şekli, genetik özellikler gibi diğer faktörler ile çürük ve süt dişlerinin erken kaybı gibi çevresel faktörler de rol oynayabiliyor” dedi.“Yer tutucular kullanılmalı”Süt dişlerinin korunamayıp erken dönemde kaybedilmesi durumunda yapılması gerekenler hakkında Beykent Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Pedodonti Uzmanı Dr. Dilek Özge Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Dişin oluşturduğu boşluğun komşu dişler tarafından kapatılmasını önleyerek ortaya çıkabilecek ortodontik anomalilerin önüne geçebilmek için yer tutucular kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılan sabit (hasta tarafından çıkarılamayan) ya da hareketli apareylere “yer tutucu” adı verilmektedir. Yer tutucular, meydana gelen bu boşlukları korumak için en güvenilir seçenektir ve oluşabilecek yan etkileri korumak için de tavsiye edilen uygulamadır.”

Devamını Oku

banner
Her 20'lik Diş Çekilmeli Mi?

20 Yaş Dişleri ve Sinir Hasarı Riski: Bilmeniz Gerekenler20 yaş dişleri, çene arkalarında yer alan üçüncü büyük azı dişleridir. Genellikle 17-25 yaşları arasında sürmeye başlarlar ve her bireyde farklılık gösteren pozisyonlarda çıkabilirler. Bu dişler, anatomik konumlarına bağlı olarak bazı sağlık riskleri de barındırabilir.20 Yaş Dişleri Nerede Bulunur?Üçüncü azı dişleri, alt ve üst çenede, çenenin en arka bölgesinde yer alır.Özellikle alt çenedeki 20 yaş dişleri, yüz sinirlerine daha yakın konumda olabilir.Üst çenedeki dişlerin ise sinirle doğrudan ilişkisi genellikle yoktur; ancak sinüs boşluklarına yakın olabilirler.Hangi Durumlarda Çekim Gerekebilir?Dişin yanlış konumlanması,Enfeksiyon gelişimi,Kist oluşumugibi nedenlerle 20 yaş dişlerinin çekilmesi gerekebilir.Çekim sırasında sinire yakınlık söz konusuysa dikkatli bir planlama yapılmalıdır. Sinire çok yakın olan dişlerin çekimi sonrasında, nadiren de olsa geçici ya da kalıcı uyuşukluklar yaşanabilir.Sinir Hasarı Durumunda Ne Olur?Uyuşukluk, genellikle alt dudak ve çenenin bir kısmında karıncalanma hissi şeklinde kendini gösterir.Bu durum mimikleri etkilemez, estetik bir problem oluşturmaz.Uyuşukluk oluşan hastalarda genellikle B vitamini desteği ve sinir onarımına yönelik tedaviler uygulanır.Sinir Hasarı Riski Varsa Ne Yapılır?Eğer çekim sırasında sinir hasarı riski yüksekse, "koronektomi" adı verilen bir yöntem tercih edilebilir. Bu yöntemde:Dişin yalnızca üst kısmı çıkarılır,Kök kısmı sinire dokunulmadan yerinde bırakılır.Bu sayede sinir hasarı riski minimuma indirilmiş olur.Uzman Görüşü “20 yaş dişleri rutin bir şekilde çekilmemelidir. Her hastanın anatomik yapısı farklıdır. Sinire yakın olan dişlerde planlama dikkatle yapılmalı, gerekiyorsa alternatif tedavi yöntemleri değerlendirilmelidir.”Düzenli diş kontrollerinizi aksatmayın. 20 yaş dişiniz varsa ve ağrı, şişlik, çiğneme zorluğu gibi şikayetler yaşıyorsanız bir diş hekimine başvurarak detaylı değerlendirme yaptırmanız sağlığınız açısından önemlidir.

Devamını Oku

banner
Diş Sızlaması Nedir?

 Diş Sızlaması Nedir?Diş sızlaması, dişlerde bir anda ortaya çıkan ve genellikle keskin, kısa süreli ağrı olarak tanımlanır. Bu hassasiyet dişin dış tabakası olan minenin aşınması veya diş etlerinin çekilmesi sonucunda, dişin altındaki dentin tabakasının dış uyaranlara maruz kalmasıyla oluşur. Dentin, içerisinde sinir uçlarına ulaşan mikroskobik kanallar barındırır. Soğuk, sıcak, tatlı veya ekşi yiyecek ve içecekler, hatta soğuk hava gibi dış uyaranlar bu kanallara ulaştığında, sinir uçlarını uyararak sızlamaya neden olur. Diş sızlaması, bireylerin günlük aktivitelerini, özellikle yemek yeme ve içme alışkanlıklarını önemli ölçüde etkileyebilir. Geçmeyen diş sızlaması halinde kronikleşebilir ve altta yatan daha ciddi bir diş sağlığı sorununun belirtisi olabilir.Diş Sızlaması Neden Olur?Diş sızlamasının yaygın nedenleri, diş minelerinde aşınma, dolgu sorunları, çürük, kırık, yakın zamanda dişe uygulanan bir prosedür, sert fırçalama, dişe uygulanan ürünler, diş eti çekilmesi, asitli ve soğuk yiyecek ve içecek tüketimi, diş gıcırdatma ve çene kasları ile ilgili sorunlardır.Diş sızlamasına neden olan sebepler şu şekilde sıralanabilir:Diş minesinde aşınmaDiş eti çekilmesiDiş eti hastalıklarıDiş çürükleriDişte kırık veya çatlakEski ve hasarlı dolgularDişe uygulanan beyazlatma uygulamalarıDiş sıkma ve gıcırdatmaAsit reflüSinüs enfeksiyonlarıDiş Sızlamasına Ne İyi Gelir?Diş sızlamalarında, diş fırçalama, diş ipi kullanma, ağız suları ile ağzı çalkalama gibi ağız sağlığına dikkat edilen bireysel önlemler, tuzlu su gargarası, karanfil yağı yanı sıra kırık veya çürük varsa dolgu uygulamaları ile diş etlerine florür uygulanması, diş sızlamasına iyi gelir.Diş sızlamasına iyi gelen yöntemler şunlardır:Hassasiyet giderici diş macunları ile dişleri düzenli fırçalamaDiş ipi kullanmaAğız gargaralarından yararlanmaTuzlu su gargarası yapmaKaranfil yağı sürmeDiş eti tedavisiDolgu uygulamalarıKanal tedavisiGece plakları 

Devamını Oku

banner
Diş Kisti Nedir ?

Dişte Kist Neden Olur?Diş kistleri, diş tacı ile diş minesinin dış tabakası arasında sıvı birikmesiyle meydana gelir. Bu sıvı birikiminin tam olarak neden kaynaklandığı bilinmezken enfeksiyonların bu duruma yol açtığı değerlendirilir. Ayrıca diş yaralanmaları, travmalar ve diş çürükleri de bu durumu tetikleyebilir. Her yaş grubundan kişiden görülebilen diş kistleri genel olarak 20 ve 30’lu yaşlarda ortaya çıkabilir.Dişte kist oluşumuna neden olabilecek durumlar şöyledir:Dişte enfeksiyonDiş yaralanmaları ve travmalarDiş çürükleriDiş Kisti Belirtileri Nelerdir?Aynı zamanda dentigeröz kist olarak da ifade edilebilen diş kistlerinde ortaya çıkabilecek belirtiler arasında etkilenen dişler arasında boşluk veya aralık, ağrı, şişlik, hassasiyet, çeneyi hareket ettirirken zorlanma ve zaman zaman ağızda kötü bir tat yer alır.Diş kisti genel olarak şu belirtilerle kendini gösterir:Dişler arasında boşluk veya aralıkDiş ağrısıDiş etlerinde şişlikHassasiyetÇeneyi hareket ettirirken zorlanmaZaman zaman ağızda kötü bir tatKüçük ve etkisi zayıf olan diş kistlerinde herhangi bir belirti ortaya çıkmayabilir ancak çapları 2 santimetreden büyük olduğu görülen vakalarda yukarıda yer alan belirtiler görülebilir.Diş Kistlerinin Olası KomplikasyonlarıDiş kisti küçük bile olsa ağız cerrahisi yoluyla çıkarılması önemlidir. Çıkarılmadığı takdirde diş kistleri aşağıdaki komplikasyonlara neden olabilir.Enfeksiyonlar: Enfekte olmuş bir dentigeröz kist tedavi edilmediği zaman periodontal ve periapikal enfeksiyonlara yol açabilir.Diş kaybı: Tedavi edilmeyen diş kistleri diş eti dokusuna zarar vererek onu zayıflatır ve dişi yerinde tutma yeteneğini kaybetmesine neden olarak diş kaybına sebebiyet verebilir. Diğer yandan bazı kistler ölü veya ölmekte olan dişlerle de ilişkili olabilir.Çene kırığı: Çene kemiği kistin enfeksiyonundan dolayı zayıflarsa kırık meydana gelebilir. Eğer kist, premolar bölgesinde olursa risk daha yüksek kabul edilir.Ameloblastoma veya çene tümörü: Bu durum çoğunlukla azı dişleri veya yirmi yaş dişlerinin yakınındaki çeneyi etkileyen nadir tümörlerdir. Genellikle diş minesini oluşturan hücrelerden kaynaklanırlar. Tedavi edilmezse şişlik kanserli hale gelir ve akciğerlere veya lenf düğümlerine yayılabilir. Ancak bilinmelidir ki bu durum nadir komplikasyondur.Diş Kistlerinin TanısıDiş kistleri genellikle rutin diş röntgeni çekildiği sırada tespit edilebilen bir çene kisti türüdür. Fiziksel muayenede diş etlerinde ağrı ve şişlik gibi enfeksiyon belirtileri görülebilir ancak kesin tanı diş röntgeni ile konur. Tanının doğrulanması adına birkaç farklı test de ihtiyaç duyulabilir.Panoramik röntgen: Panoramik röntgen sayesinde dişlerle birlikte üst ve alt çenenin durumu analiz edilir.BT taraması: BT taraması, çene kemiğini ve dişleri daha ayrıntılı olarak gösteren bir dizi 3 boyutlu görüntü elde edilmesini sağlar.MRI: Yumuşak dokuları daha ayrıntılı olarak gösteren bir dizi 3 boyutlu görüntüler olan MRI yöntemi de tanı sürecinde yardımcı olabilir.Dişte Kist TedavisiDiş kistlerinin boyutu ve şiddeti tedavi prosedürünü belirler ancak genellikle ağız cerrahisi, dentigeröz kistler için standart tedavi yöntemi olarak kabul edilir. Ancak ihtiyaç duyulan cerrahi tür dişteki kistin durumuna bağlıdır. Daha küçük dentigeröz kistler için, cerrah tarafından kist ve etkilenen diş çıkarılır. Daha büyük kistler ise marsupializasyon adı verilen bir işlemi gerektirebilir. Her iki yaklaşım da diş kistlerinin tekrar oluşmasını önlemeye yöneliktir.Diş kisti tedavisi gören kişiler birkaç gün içinde normal rutinlerine dönebilir.  Bu süreç biraz daha uzayabilir ancak uzamaması adına düzenli doktor kontrollerinin yaptırılması önemlidir.

Devamını Oku

banner
Diş Ağrısı Neden Olur? Belirtileri, Nedenleri ve Teşhis Yöntemleri

Diş Ağrısı Neden Olur? Belirtileri, Nedenleri ve Teşhis YöntemleriDiş ağrısı, günlük yaşamı olumsuz etkileyen en yaygın ağız ve diş sağlığı sorunlarından biridir. Ağrı; çürük, enfeksiyon, diş eti problemleri ya da travmalardan kaynaklanabilir. Bu yazıda diş ağrısının nedenleri, belirtileri ve nasıl teşhis edildiği hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Diş Ağrısının Başlıca Nedenleri Nelerdir?Diş ağrısına yol açan birçok faktör vardır. Bunların başında diş çürükleri, dolguların baskısı, kırık veya çatlak dişler, apseler ve diş eti hastalıkları gelir.En Sık Görülen Diş Ağrısı SebepleriDiş çürükleri: Mine tabakasının zarar görmesiyle sinire ulaşan bakteriler ağrıya yol açar.Uygunsuz yapılmış dolgu: Diş etine baskı yaparak rahatsızlık oluşturabilir.Diş kırığı ya da çatlağı: Gözle görülmeyen mikro çatlaklar bile şiddetli ağrılara neden olabilir.Diş apsesi: Enfeksiyona bağlı oluşan iltihaplanmalar şiddetli ağrı yapabilir.Diş gıcırdatma (bruksizm): Uyku sırasında diş sıkma veya gıcırdatma, diş köklerinde baskıya sebep olur.Yirmi yaş dişleri (20’lik dişler): Gömülü ya da çıkarken sıkışmış dişler ağrılı olabilir.Sinüs enfeksiyonları: Özellikle üst çenede yer alan dişlerde ağrıya neden olabilir.Sert fırçalama: Diş minesine zarar vererek hassasiyet yaratabilir.Diş eti çekilmesi: Diş köklerinin açığa çıkmasıyla birlikte ağrı hissedilir.Çok sıcak veya soğuk tüketim: Ani sıcaklık değişimleri dişlerde sızlama yaratabilir.Diş aralarına sıkışan gıda artıkları: Basınç oluşturarak ağrıya neden olabilir. Diş Ağrısı Belirtileri Nelerdir?Diş ağrısı genellikle zonklayıcı, keskin veya sürekli bir sızı şeklinde kendini gösterir. Aşağıdaki semptomlar sıkça eşlik eder:Sıcak ya da soğuk yiyecek-içeceklere karşı hassasiyetDiş etlerinde kızarıklık ve şişlikÇiğneme sırasında hissedilen ağrıAğız kokusuYüzde, özellikle yanakta oluşan şişlikHafif ya da yüksek ateşBazı durumlarda kulak ağrısı 

Devamını Oku

banner
Diş Sararması Neden Olur? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Diş Sararması Neden Olur? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi YöntemleriDiş sararması, diş minesinin yüzeyinde oluşan lekeler ya da zamanla mine tabakasının incelmesi nedeniyle ortaya çıkar. En sık karşılaşılan nedenlerin başında sigara kullanımı, ağız hijyeninin yetersizliği ve koyu renkli besin ve içeceklerin sık tüketimi gelir. Diş Sararması Nedenleri Nelerdir?Dişlerdeki renk değişimi, genellikle dışsal (ekstrinsik) ve içsel (intrinsik) faktörler olmak üzere iki grupta değerlendirilir.Dışsal NedenlerSigara ve tütün ürünleri kullanımıYetersiz ağız ve diş bakımıÇay, kahve, kola gibi koyu renkli içeceklerin tüketimiYaban mersini, vişne gibi koyu meyvelerAşırı baharatlı yiyeceklerÇocukluk döneminde fazla florür alımıİçsel NedenlerYaşlanmaGenetik yatkınlıkDiş travmaları (darbelere bağlı hasar)Diş eti hastalıkları ve çürüklerTetrasiklin gibi bazı ilaçların kullanımı En Sık Görülen Diş Sararması SebepleriSigara KullanımıSigara, diş minesinde kalıcı lekelenmelere yol açar. Zamanla diş yüzeyini sarartır ve aynı zamanda diş eti hastalıklarına zemin hazırlar.Kötü Ağız HijyeniDüzenli diş fırçalamama, diş ipi kullanmama gibi alışkanlıklar diş minesinin sağlığını bozar, renk değişimine neden olur.Koyu Renkli Yiyecek ve İçeceklerKahve, çay, kola, bazı meyveler ve baharatlı yiyecekler dişlerin sararmasına sebep olabilir.Yaşlanmaİlerleyen yaşla birlikte diş minesi incelir, altındaki sarı dentin tabakası daha belirgin hale gelir.Genetik FaktörlerBazı kişiler genetik olarak daha kalın ve beyaz mine yapısına sahipken, bazı bireylerin dişleri doğal olarak daha sarıdır.Diş Hastalıkları ve İlaçlarBazı antibiyotikler (örneğin tetrasiklin) ve kemoterapi gibi tedaviler dişlerde kalıcı sararmalara neden olabilir. Diş Sararması Hangi Durumların Habercisi Olabilir?Sigara kullanımıYetersiz ağız temizliğiGenetik yatkınlıkDiş hastalıkları (çürük, gingivitis, mine kaybı)İlaç kullanımı veya travmalar Diş Sararması Nasıl Giderilir? Tedavi YöntemleriDiş sararmasının altında yatan nedenin belirlenmesi, etkili tedavi için ilk adımdır. Diş hekimleri duruma göre aşağıdaki yöntemleri tercih edebilir:1. Diş Beyazlatma (Bleaching)Hidrojen peroksit ya da karbamid peroksit gibi kimyasallar kullanılarak dişlerdeki lekeler giderilir. Yüzeysel sararmalarda oldukça etkilidir.2. Diş Bağlama (Bonding)Beyazlatma işlemi ile sonuç alınamayan durumlarda, diş renginde kompozit reçine kullanılarak sararan alanlar kapatılır.3. Porselen Kaplama (Veneer)Derin ve kalıcı renk değişikliklerinde estetik çözümdür. Dişin ön yüzeyine uygulanan ince porselen plaklar ile doğal bir görünüm sağlanır.4. Diş KronlarıDişte çürük ya da yapı bozulması varsa, dişin tamamı kaplanarak hem işlevi hem de görünümü düzeltilir. Diş Sararması Nasıl Önlenir?Diş sararmasını önlemek için aşağıdaki alışkanlıklar önemlidir:Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmakGünde en az iki kez diş fırçalamak ve diş ipi kullanmakKoyu renkli yiyecek ve içecekleri sınırlamakBol su içmekDüzenli diş hekimi kontrollerine gitmekDoğal ve dengeli beslenmek 

Devamını Oku